Tüketim, tarihsel süreçte farklı zaman ve toplumsal katmanlarda merkezi konuma sahip bir olgu olarak, birey ve toplumun statü ve etkileşimini belirleyen bir durum oluşturmuştur. Hatta Baudrillard’ın (2017) temele aldığı post-modern yapıda toplumsal tanımlama ile tüketim, toplumunda bireylerin tutum ve
davranışlara etki ettiği, biçimlendirdiği ve dönüştürdüğü yönündedir. Toplumda her nesne tüketim için var olmakta veya tüketim aracına dönüşmektedir. Illich, (2013) tüketim toplumu oluşturmanın yolunun eğitimden geçtiğini ifade eder. Özellikle toplumsal tabakalar arasında geçiş ve belirlenmiş eğitim aşamalarında geçmenin sınıfsal özelliklerle tanımlanması ve eğitimin sonuçlarının tüketim kalıplarında birleşmesi gizil bir amaç olarak tüketim-eğitim noktasında birleşir. Böylece eğitim alan her birey aynı zamanda tüketici haline gelmektedir.